25 Ocak 2014 Cumartesi

Koka Kolanın Zararları

Kolanın Sebep Olduğu Hastalıklar
Kolanın Zararları,Kola İçmenin Zararları,Kolanın Neden Olduğu Hastalıklar,Kola Bağımlılığı,Kola Bağımlılığı Tedavisi,Kola Bağımlılığı Tarifi
Yemklerde,fastfoofların yanında, hatta ikramlık olarak tüketiğimiz kolanın bağımlılık yaptığını biliyor muydunuz ? Evet.. Ülkemizde maalesef pek çok kola bağımlısı var. Üstelik kola bağımlılığını bırakmak da oldukça zahmetli ve sıkıntılı bir dönem oluyor. Pek çok insan su yerine kola içiyor. Ve maalesef günlük tüketim miktarı 1-2 litre gibi ciddi boyutlarda bulunmakta.. İnsanlar kola bağımlılığını bırakmakta oldukça güçlük çekiyorlar. Kolayı bırakmaya karar veren pek çok insan, ilk günlerde, korkunç migren ağrıları, titremeler,sinirlilik ve uykusuzluk problemleri yaşıyorlar. Fakat, sorunları aşıp dayanabilen insanlar 2-3 gün gibi kısa bir sürede kendilerini toparlıyorlar.
Kolanın Neden Olduğu Hastalıklar
Kolanın Neden Olduğu Hastalıklar
Kolanın Zararları,Kola İçmenin Zararları,Kolanın Neden Olduğu Hastalıklar,Kola Bağımlılığı,Kola Bağımlılığı Tedavisi,Kola Bağımlılığı Tarifi
Kola bağımlılığı sadece ülkemizde değil dünyanın pek çok yerinde var olan bir rahatsızlık.. Basın yayın organlarında da dönem dönem kola bağımlısı kişilerin hastanelik oldukçarını veya dişlerini kaybettiklerini ya da farklı problemlerle karşılaştıklarını okuyoruz, duyuyoruz.. Kola bağımlılığının tedavisi konusunda çeşitli öneriler bulunmaktadır. Bazı uzmanlar tedavi merkezlerini önermektedir. Fkat hemen hemen her uzmanın ortak olarak bildirdiği görüş,bu işi kişinin kendi iradesi ile çözmesi olacaktır. Tabi bu arada şunu da hatırlatalım. Çok fazla miktarda kola tüketen kişilerin vücuduna aşırı şeker ve kafein yüklemesi sonucu ciddi sağlık problemleri yaşadıkları bilinmektedir. Bu sebeple bu sağlık problemlerinin tedavi edilmesi amacı ile mutlaka uzman bir hekim tarafından muayene edilmesi ve gerekirse, hastane ortamında yatarak tedavi edilmesi gerekmektedir.
Gelelim kolanın zararları ve kolanın sebep olduğu hastalıklar konusuna..
*Fazla kilo ve yağlanma,
*Karaciğer hasarı,
*Diş çürümesi,
*Böbrek taşları ve Kronik böbrek hastalığı,
*Şeker hastalığı,
*Asit reflü,
*Kemik erimesi,
*Hipertansiyon,
*Kalp hastalığı,
*Sindirim bozukluğu,
*Alzheimer (hafıza kaybı),
*Kanser gibi hastalıklara sebep olmasının yanısıra, çok fazla miktarda alınan şeker ve kafein neticesinde, böbreklerin sağlıklı olarak çalışmasını engellemektedir.
Kolanın Zararları,Kola İçmenin Zararları,Kolanın Neden Olduğu Hastalıklar,Kola Bağımlılığı,Kola Bağımlılığı Tedavisi,Kola Bağımlılığı Tarifi

23 Ocak 2014 Perşembe

Trüf mantarı

Trüf mantarı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Black Périgord Truffle
Trüf, Meşelik alanlarda, meşe ağaçlarının köklerinde, 5 ile 20 cm. toprak derinliğinde yetişen, kokulu ektomikoriza cinsi bir mantardır ve Akdeniz iklim kuşağının belli bölgelerinde bulunmaktadır. (Domalan mantarı)

Üretimi[değiştir | kaynağı değiştir]

Dünyada yüzde 45'ni Fransa, yüzde 35'ini İspanya, yüzde 20'sini İtalya sağlıyor. Bunlar içinde en değerli olanı kara elmas olarak da anılan Siyah Trüf. İtalyan mutfağının en önemli ve değerli unsurlarından biri, yetiştirilmesi çok zor olan bir mantar çeşidi.
siyah elmas=Trüf Görüntüsü taşı andıran bu mantarın sert bir yapısı var. Piştiğinde de çok sulanmıyor.
'Dolaman=Keme mantarı-‘Tuberaceae’ familyasına giren bu toprakaltı mantarı, Fransızların kara elması: Trüf Mantarı
Fransız Kralı I. Fransuva’nın sofrasına ilk kez sunulduğundan beri gastronominin en önemli besin maddelerinden biridir trüf mantarı. Günümüzde dünyanın en ünlü mantar çeşidi olmasının nedeni ise havyardan sonra dünyanın en pahalı yiyeceği olmasıdır.
“Kara elmas” da denen trüf mantarı için kullanılan “Tanrı ve kralların besini” söylemi de bu yiyeceğinin kıymetinin bir göstergesidir. Fransa’nın 17 şehrinde trüf için festivaller düzenlemekte ve bazılarında mantarlar, açık artırma ile satılmaktadır.

Ekoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

70 kadar çeşidi olduğu söylenen trüf mantarı; pek çok yerde yetişse de en değerli ve lezzetlileri, başta Fransa olmak üzere İtalya, İspanya, Hırvatistan gibi Avrupa ülkelerinde üretilir. Sadece Fransa’da 20 bin kişi geçimini bu mantarlardan sağlamaktadır.
Trüf mantarı, patates gibi yer altında ve ağaç köklerine - özellikle de meşe ve kestane ağaçlarının köklerine - yakın yerlerde, toprağın 50 cm kadar altında yetişir. Ağaç köklerine yakın yerler seçmesinin nedeni ise, kökleri emerek ihtiyacı olan şeker ve organik asitleri sağlamasıdır.
Gelişmesi esnasında hassas bir doğal dengeye ihtiyacı vardır ve yaz sağanakları, uygun ölçüde nem sağladığından trüf için idealdir. Çok kuru geçen yaz ayları ise trüfün kurumasına neden olmaktadır.
Yer altında yetiştiği için yüzeyden görünmemesi, trüf toplamak için özel uzmanlık gerektirmektedir. Hatta bunun için daha çok, koku alma yeteneklerinden dolayı özel olarak eğitilmiş köpek ve domuzlar kullanılmaktadır.

Kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Ceviz büyüklüğünde ve ortalama ağırlığı 100 gram olan trüf mantarlarının aroması, en yoğun tadını tazeyken sunar. Giderek aromasını ve suyunu kaybettiği için trüf, taze kullanılmalıdır. Bu kadar pahalı besinden, fiyatına değecek tadı almak için toplandıktan sonra beş gün içinde trüf mantarının tüketilmesi tavsiye edilir.
Trüfler bir kavanozun içinde, buzdolabında muhafaza edilmeli ve suyla temas etmemesine dikkat edilmelidir, çünkü üzerine değen su, trüfün çürümesine neden olmaktadır.
Fransa’da bulunan Lalbenque köyüne, salı günleri kurulan pazarda satılan trüf mantarlarından almak için birçok insan akın eder. Büyük ilgi gören mantarların tamamının satılması ise 20 dakikada gerçekleşir.
Bu pahalı yiyeceği insanlar çoğunlukla evlerinde, omletin üzerine rendeleyerek kullanırlar. Yağın aromayı hapsetmesi nedeniyle genelde yağ, krema, yumurta içeren yemeklerde de kullanılır. Bunun dışında farklı biçimlerde kesilerek, salatalarda, et yemeklerinde, kömürde pişirilerek ya da füme olarak da tüketilir.
Aslında trüfün kullanılmayacağı yemek yok gibidir. İçine birkaç dilim trüf konulan bir makarna bile birdenbire pahalı, lüks bir yiyeceğe dönüşebilmektedir. Hatta trüfü, sadece kokusu için kullananlar bile bulunmaktadır.

Çeşitleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Tuber magnatum (Beyaz trüf)
Desert truffle - Terfezia spp. fromAvanosTurkey
Siyah trüf mantarı; “kara elmas” olarak anılsa da dünyanın en pahalı mantarı, azlığı nedeniyle beyaz trüftür. Görüntü ve renk olarak patatese benzer ve yoğun bir kokusu vardır.
Beyaz trüf tüketmek ve ödediğiniz paranın karşılığını almak için en iyi yol, pişirmeden yemektir. Beyaz trüfün, yoğun lezzeti olmayan besinlerle karıştırmadan, makarnanın ya da risottonun üzerine dilimleyerek tüketilmesi tavsiyeler arasındadır. Dileyenlerin her türlü yiyeceğe, beyaz trüfün yoğun tadını katması için üretilen beyaz trüf yağı veya kreması da mevcuttur.
Tuber melanosporum (Siyah kış trüfü)
Trüf mantarlarının en çok tanınanı ve “kara elmas” olarak anılanıdır. Üzeri altıgen siğillerle kaplı siyah bir yumru şeklindedir. Kendine özgü yoğun bir kokuya sahip olan siyah trüf yumrusunun içinin etli kısmı kahverengidir ve beyaz damarlı bulunur. Ayrıca siyah trüfün de yağı, votkası ve sosu üretilmektedir.
Tuber aestivum (Yaz trüfü)
Adından da anlaşılacağı gibi yetişmek için sıcak iklimi tercih eden yaz trüfü, doğal olarak yetiştiği için en yaygın olan ve buna bağlı olarak da en fazla tüketilen trüf mantarı çeşididir. Dış görünüşü siyah trüfe benzer, ama kokusu daha az yoğundur.
Yaz trüfünü de çeşitli makarnalarla yiyebilmek mümkün olduğu gibi ekmek üzerine krem peynir sürülmesiyle de yaz trüfü tüketilebilmektedir.

Türkiye’de trüf[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye’de trüf mantarcılığıyla ilgili bilince henüz ulaşılamamış ve yeni yeni trüf mantarı çiftlikleri kurulmaya başlanmıştır. Güneydoğu Anadolu’da zaman zaman köylüler tarafından toplanıp tüketilse de Türkiye’nin sağlıklı bir şekilde hazırlanmış trüf mantarı haritası bulunmamaktadır. Bazı dış kaynaklara göre ise; Türkiye’de Güneydoğu Anadolu dışında Trakya ve Kuzey Anadolu bölgelerinde de trüf mantarı bulunur.
Güneydoğu Anadolu’da doğal olarak yetişen trüfe verilen isim “domalan mantarı” ya da “keme”dir. Köylüler mantarı yemeklerine ve lahmacuna katarlar; ayrıca keme kebabı adını verdikleri yemekle de trüfe kendi yorumlarını da katmışlardır.
Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi Genel Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevda Kırbağ, yaptığı araştırmalar neticesinde Elazığ'ın Baskil İlçesine bağlı Karakaş köyü İbriş mezradaki meşelik alanlarda trüf mantarı yetiştiğini tespit etti.28/05/2013 tarihli BUGÜN gazetesi haberine göre bu bilgi yazılmıştır. link: (http://ekonomi.bugun.com.tr/koylu-saskina-dondu-haberi/642905)

Yemekleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Domalan mantarlı yemek;Dilimlenmiş domalan mantarlarının, soğan ve biberle yarım saat kadar kavrulmasıyla hazırlanan bu yemek.
Trüf Mantarlı Pappardelle;Klasik makarnalardan sıkılanlar için farklı bir lezzet olan bu yemeğin yapımı oldukça pratik. Trüf mantarı rendelenip sarımsak ve zeytinyağıyla karıştırılır. Hazırlanan bu sos, haşlanan pappardellelerin üzerine dökülüp harmanlanır. Yanında ona eşlik edecek bir de şarap varsa, bu basit yemek bir ziyafete dönüşür.
Trüflü risotto;Arborio pirinçleri zeytinyağı ile kavrulur ve üzerine şarap eklenir. Pirinçler şarabı çekince tavuk suyu eklenip pirinçlerin kırılmamasına özen gösterilerek 20 dakika kadar pişirilir. Daha sonra üzerine küçük parçalar hâlinde kesilmiş trüf, parmesan ve tuz eklenerek yenir. Trüfün tadını daha baskın hâle getirmek isteyenler, trüf yağı da kullanabilirler.
Fransız lezzetleri: Ravioli, Dana fileto; Makarnalı ve risottolu tarifler genellikle evde bile kolaylıkla hazırlanabilecek yemekler arasındadır; fakat Fransa’ya gidenler dilerlerse trüfle lezzetlendirilmiş kaz ciğeri, siyah trüfle doldurulmuş ravyoli, fırında trüfle demlenmiş trüf soslu dana filetosu gibi yiyecekleri; trüfün en taze, lezzetli olduğu ve güzel koktuğu yerde tatma imkânına sahip olabilirler.

16 Ocak 2014 Perşembe

Hurmanın Faydaları


Hurmanın bilinmeyen faydaları

İLGİLİ GALERİLER

Hurma, Ramazan ve özellikle de iftar ve oruç açma ile özdeşleşen meyvelerden bir tanesidir. İçeriğinde çok sayıda vitamin ve mineral bulunduran hurmanın faydalarını saymakla bitirebilmek pek de kolay değildir
Daha önceleri hurmanın "doğanın şekerlemesi" şeklinde adlandırıldığını duymuştum ve şimdi bu tanımın doğru olduğunu düşünüyorum. Bu meyve özellikle de Ramazan'da alışveriş listesinin başında çünkü bizler tatlı tüketmeyi seviyoruz ve eğer tatlı yiyeceksek, bu en az zarar veren ve hatta bize biraz faydası dokunan bir yiyecek olsun. Bu nedenle de Ramazan'da hurmaya hücum!
Şeker dolu ama tam bir besin deposu
Hurma düşük kalorili ya da düşük şeker içerikli bir besin değildir. Tek bir hurmada 15-20 kalori mevcuttur, bu değer tek bir tane yerseniz çok da kötü değil ancak hiç kimse bir taneyle yetinmez. Bir hurma tanesinde neredeyse mükemmel denebilecek derecede 1.1 oranında kalsiyum ve magnezyum (15 mg'a 14 mg), 1.5 gr lif ve 160 mg 'dan daha fazla kalp sağlığı açısından önemli olan potasyum vardır. Hatta içinde bir miktar A vitamini, ayrıca değişik miktarlarda yarım düzine kadar diğer vitamin ve mineral mevcuttur.Tüm bunları ticari amaçlı şekerlemelerin birçoğu için söyleyemezsiniz!
Journal of American College of Nutrition 'da yayımlanan kapsamlı bir araştırmada Dr.Harold Miller ve arkadaşları hubutat, sebze ve meyvelerin antioksidan içeriklerini besinlerin TE'ler (troloks eşdeğerlilik) olarak adlandırılan birimler dahilinde değerlendiren karmaşık bilimsel bir yöntem kullanarak incelediler. Bulgular şaşırtıcıydı. Dr. Miller çoğu popüler sebzenin antioksidan değerinin nispeten düşük olduğunu keşfetti. Araştırmacılar meyveler arasında kırmızı eriğin en yüksek TE değerine (2200) sahip olduğunu buldul. Yemişler arsında böğürtlen 5500 gibi büyük bir farkla birinci geldi. Kuru meyveler arasında kazanansa hurmaydı! TE puanlamasında hurma en yakın takipçisi olan  kuru üzümü 6600 'lük bir rakamla geride bıraktı.
Kimler hurma yemekten sakınmalı ?
Eğer metabolik sendromu yada diyabette dahil olmak üzere kan şekeriyle ilgili bazı sorunlar yaşıyorsanız ya da eğer kilo vermeye ve şekerinizi kontrol altında tutmaya çalışıyorsanız bu yiyeceğin tüketimine dikkat etmelisiniz.
Günde 2-3 adet ve iftarda tüketilecek hurma size her açıdan sağlıklı kılacaktır. Hurma badem, fındık ve cevizle birlikte tüketildiğinde özellikle uzun bir yürüyüş için mükemmel enerji karışımını yaratır.
İftarda hurma
İftar vakti; vücudun beyin ve sinir hücreleri için gerekli olan glikozun en kolay şekilde karşılanması gereken öğündür. Hurma bunun için çok iyi bir kaynak olup, düşük kan glikoz düzeyini normal düzeye getirmek için yeterlidir. Fibrin içeriği açısından da dengeli bir kan şekeri artışı sağlayacaktır.
İftar sonrası: Hurma sütü
Birkaç hurmayı küçük parçalara ayırıp ılık süt ve tarçınla karıştırarak gecenin ilerleyen saatinde başvurabileceğiniz rahatlatıcı bir içecek hazırlayabilirsiniz. Bu şekilde kendinize  inanılmaz lezzetli bir içecek sağlamış olacaksınız.

Günde 2 hurmanın sağladığı önemli faydalar:
"Kabızlık başta olmak üzere, hazımsızlık, sindirim sistemi problemleri, mide bulantısı, iştahsızlık, zayıflık, kalp problemleri ve  kansere karşı koruyucudur.
"Anne adayları için doğumu kolaylaştıran, emziren kadınların ise süt miktarını arttıran etkisi vardır.
"Düzenli tüketilen hurma göz sağlığını korurken, özellikle gece körlüğünü iyileştirici özellik göstermektedir.
"Lif oranının yüksek olması dolayısı ile kabızlığa karşı iyi geldiğinden de söz etmek gerekmektedir. Bir bardak suyun içerisine akşam konulan iki tane hurma, sabah aç karnına içildiğinde, kabızlık sorununu ortadan kaldırmaktadır. İçerisine 1 yemek kaşığı keten tohumu ve 1 tatlı kaşığı da zeytinyağı koyduğunuzda etkisi daha da artacaktır.
"Kötü huylu kolesterolü düşürür.
"Karaciğer yağlanmasını önler ve toksik maddelerin atılımı kolaylaştırır.
"Hücre yaşlanmasından koruyucu etkisi vardır. Gençlik iksiri olarak değerlendirilebilen hurma, bu özelliği ile antioksidan etki göstermektedir.
"Aç karnına tüketilen hurmanın bağırsak parazitlerini öldürdüğü bilinmektedir.

12 Ocak 2014 Pazar

Kivinin Faydaları

Yeryüzünde insanların beslenme amacıylakullanmış oldukları birçok bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkilerden elde edilen meyve ve sebzelerin,sağlık açısından oldukça önemli katkıları vardır. Kivi de, insan sağlığı açısından faydaları saymaklabitmeyen meyveler arasında yer almaktadır. Kivinin anavatanı Çin’in güneyinde yer alan “Yangste” adıverilen vadidir.
Kivi, dünyaya bu bölgeden yayılmıştır. Dünyaya yayılma zamanı ise, 1900’lü yılların hemenbaşlarında olmuştur. Yani kivi, dünya tarafından tarihsel süreç içerisinde bakıldığında oldukçayeni sayılabilecek bir dönemde tanınmaya başlanmıştır. Kiviyi sağlık bakımından oldukçadeğerli kılan etken ise, içeriğinde yer alan mineral ve de vitaminlerdir. Kivi, vitamin türlerinden özellikle A ve C vitamini bakımından oldukça zengindir. Yine bunun dışında, bu meyvenin yapısında E vitamini de bulunmaktadır.
kivi2
Kivi, vitamin bakımından zengin olarak gösterilenturunçgillerden 4-5 kat daha fazla vitamin oranınasahiptir. İnsan sağlığı açısından oldukça faydalı olan bu vitaminlerin dışında, kivi potasyum, kalsiyum, magnezyum ve de demir gibi minerallerbakımından da oldukça zengin bir meyvedir. Besleyici değer açısından bakıldığında ise, kivi bubakımdan yeterince zengindir. Öyle ki gündesadece 1 adet yenilen kivi, kişinin 1 günlük A ve de C vitamini ihtiyacını karşılamaya yetmektedir. Kivi meyvesi bu türden besin maddeleri içerirken, bu meyveyi bu denli değerli kılan en önemli maddeler ise, C vitamini, Beta Karoten ve de potasyum gibi maddelerdir. Kivi, pektin ve de flavonitler de içermektedir.
Kivinin Faydaları
kiv*Yapılan bilimsel araştırmalarla, kivinin özelliklegelişim çağındaki çocuklar için oldukça önemlietkilerinin olduğu saptanmıştır. 6-7 yaşcivarındaki çocuklarda, kivi solunum yollarıaçısından olumlu etkilere sahiptir. Yine bununyanında çocukların yaşamış olduğu nefes darlığı, burun akıntısı, hapşırma, kronik öksürük ve degece öksürüğü gibi sorunlara da kivi iyi gelmektedir. Öyle ki yapılan araştırmalar sonucu, yeterli miktarda kivi tüketen çocuklardaburun akıntısının %28, hapşırmanın %41, nefes darlığının %32, gece öksürüğünün %27 ve de kronik öksürüğün %25 oranında azaldığı tespit edilmiştir. Kivinin bu tür etkilere sahip olmasının en büyük nedeni ise, kivinin sahip olduğu flavonoitlerin olduğu söylenmektedir. Bu madde, özellikle de hücrede meydana gelen hasarı en aza indirgemedeoldukça etkilidir.
Kivinin faydalarından bahsedecek olursak;
*Kivinin yapısında bulunan pektin maddesinin de mucizevi özellikleri bulunmaktadır. Bu maddenin en önemli özelliği ise vücutta bulunan toksinleri temizleme olarak gösterilmektedir. Yine bunun yanında, pektinin kolestrole de olumlu etkileri bulunur. Petkin tarafından kötü yapıdaki kolesterol düşürülür, iyi yapıdaki kolesterol ise artırılır.
*Kivi, bünyesinde sahip olmuş olduğu bütün etken maddeler sayesinde bağışıklık sisteminigüçlendirerek, hastalıkların oluşma riskini en aza indirgemektedir.
*Kivinin yapısında bulunan bazı maddeler antimutajenik maddelerdir ve bu maddelerin en önemli özelliği kanseri önlemede yardımcı olmalarıdır.
*Kivinin faydaları ile ilgili birçok araştırma yapılmaktadır. Bu araştırmaların bir tanesi ise İskoçya’da yapılmıştır. İskoçya’da yapılan bu araştırmada gönüllü kişiler 3 hafta boyunca kivi tüketmişlerdir. 3 hafta sonunda ise bu kişilerde lenfosistlerde meydana gelen DNA zararının oldukça aza indiği tespit edilmiştir.
*Kivinin solunum yolu hastalıklarına iyileştirici etkisi bulunmaktadır. Özellikle de astım vede öksürük gibi sorunlara kivi iyi gelmektedir.
*Kivi, vücutta bulunan kılcal damarların yapısını güçlendirmektedir.
*Kivinin, kan inceltici etkisi bulunmaktadır. Bu etki sayesinde, kivi kanda yer alan yağ oranınıdüşürür ve de kan basıncını düzenlemede yardımcı olur.
Kivinin, insan sağlığına bu denli etkileri bulunmaktadır. Birçok hastalıkların engellenmesindeetkin rol oynayan kivi, yeterli miktarda tüketilmektedir. Yeterli orandan fazla kivi tüketimi, kişide alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir.

5 Ocak 2014 Pazar

Ananas'ın Faydaları

ANANAS
Ananas’a bayılırım ben. Sadece kalsiyum açısından çok güçlü bir besin kaynağı olduğunu biliyordum. Ama benim bilmediğim daha birçok faydaları varmış. Bunları da okuyunca sizlerle paylaşmak istedim. Bence bu meyveyi göz ardı etmemek gerekir. Siz ne dersiniz?!...

Tropikal Bir Meyve: Ananas

Değerli mineraller ve vitaminler deposu: örneğin;
Pürüzsüz bir cilt için, demir; güçlü saç-tırnak ve cilt için, kalsiyum; sağlıklı cilt ve göz için,vitamin A; hücrelerin çoğalmasını sağladığı için, vitamin B ve cilt deki kollagen oluşumu içinvitamin C içeriyor.
Protein sindiren ve zayıflamayı sağlayan enzim olan bromelain sayesinde sadece sindirime yardımcı olmakla kalmaz, vücutta meydana gelebilecek olan iltihapları ve şişkinlikleri de etkili bir biçimde azaltır. Özellikle sinüzit, bademcik iltihabı, gut hastalığı, mafsal iltihabı ya da yaralanma veya ameliyatlardan sonraki iyileşme dönemlerinde ananasın faydalı olduğu bilinmektedir.
Bromelain, vücudun su tutmasını azaltır, iltihapları giderir, Aşırı trombosit yapışkanlığını önlediği için doğal bir kan incelticidir. Ancak bromelainin kan inceltici ilaçlarla beraber kullanılması tavsiye edilmez. Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlar oluşturabilir veya kalp hızını yükseltebilir.
Ananas, az bulunan bir mineral olan manganezin mükemmel bir kaynağıdır. Anti oksidan koruma sağlar ve bağışıklık sisteminin destekçisidir. Sağlıklı bir diyet meyvesidir.
Ananas kilo verdirirAnanas insan vücudunun ihtiyaç duyduğu bütün vitaminleri ve 16 doğal mineral içerir. Ananasın kilo verdirmedeki sırrı ise zengin suyunda saklıdır. Ananas suyu vücuttaki yağı etkili bir şekilde eritebilir. Dolayısıyla her gün yemekte ananas ya da ananas suyu tüketilebilir. Ancak yemeden önce ananası tuzlu suda yarım saat bekletmek gerekir.
Mide ve bağırsakları temizler. Ananas etin sindirilmesinde yardımcı olabilir. Ananasta bulunan protein mayası, yemeklerdeki proteinleri etkili bir şekilde çözümleyerek mide ve bağırsakları hareketlendirir.
Cilt ve saçı güzelleştirir. Ananasın içerdiği zengin B vitamini cildi etkili bir şekilde nemlendirir ve saçı da parlatır. Bunun yanı sıra ananas stresin giderilmesi ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine de yardımcı olur.
Tansiyon ve kandaki yağ oranını düşürür. Ananas kan dolaşımını hızlandırarak hem tansiyonu, hem de kandaki yağ oranını düşürmede etkili olabilir. Ananas, vücutta yağ birikimini de önler.
Nezleye karşı birebirdir. Ateş, öksürük ve boğaz ağrısı nezlenin en önemli belirtileridir. Bu durumda, yatakta dinlenmenin yanı sıra bir bardak taze ananas suyu da içilebilir. Çünkü ananas suyu ateşin düşürülmesi ve nefes borusu enfeksiyonunun önlenmesinde de etkilidir. Tıbbi araştırmalara göre, eskiden beri insanlar, boğaz ağrısı ve öksürüğü ananasın içerdiği protein mayasıyla gidermeye çalışmıştır.
Beyne giden kan yollarını temizler ve beynin kan dolaşımını arttırır.
Ananasın son yapılan araştırmalarda doğal yapısında bulunan bromelain enziminin CCS molekülünü içerdiği ve bunun da kansere karşı insan vücudunun bağışıklık sistemini harekete geçirdiği kanıtlandı. Bromelain, vücuttaki proteinleri ayrıştıran ve sindiren bir enzim olduğundan hazmı kolaylaştırır, mide asidini düzenler. Kemik ve eklemlerdeki kireçlenmeyi önler. Alerjilere karşı korunma sağlar. Ananasın içindeki enzimlerin yağ yakma özelliğinin olması kozmetik sektörünün de bu meyveye olan ilgisini giderek arttırıyor. İdrar söktürücü etkisi nedeniyle vücuttaki toksinlerin atımına yardımcı olduğundan selülit tedavisinde de kullanılıyor.
Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığından oldukça doyurucudur.